3 Yaş Sendromu

İçerik Tablosu

Çocukların gelişme dönemlerine bağlı olarak tutum ve davranışlarında bazı değişiklikler meydana gelebiliyor. Tüm çocuklarda ortalama aynı dönemlerde ve aynı belirtilerle ortaya çıktığı için bu değişimler sendrom olarak adlandırılıyor. Kişinin hayatında tadabileceği en harika tecrübelerden biri olan ebeveynlik, bu sendromlarla karmaşık ve zorlu bir hal alabiliyor. Ancak doğru ve etkili yaklaşımlarla bu süreç kolaylaşabilir.

Sendrom denilen dönemleri yaşamakta olan çocuklar, içinde bulundukları fiziksel, duygusal ve psikolojik süreçlerin etkisiyle farklı tutum ve davranışlar sergileyebiliyorlar. Ani bir şekilde, yepyeni ve şaşırtıcı davranışlarla güne başlayabiliyorlar. 3 yaş sendromu da bu hayret uyandırıcı gelişmelerin yaşandığı dönemlerden biri olarak kabul ediliyor. Yenidoğan, 3 – 6 – 9 ay gelişim evresi;, 2 – 3 – 4 – 5 – 9 yaş sendromları, ön ergenlik, ergenlik dönemleri şeklinde devam eden bu süreçler her ne kadar anne babaların gözünü korkutsa da, bu süreçlerin doğal olduğunu bilmek, gerekli hassasiyet gösterilirse sorunsuz atlatılabileceğini unutmamak gerekiyor.

Üç yaşına geldiğinde benliğinin farkına varmaya başlayan çocuğun söylemek istediğini doğru anlayabilmek adına, ebeveynlerin dikkat etmesi gereken noktalar da artıyor. Çocuk yetiştirmenin ve bu sendrom dönemlerini sağlıklı atlatabilmenin inceliklerini öğrenmek isteyen ebeveynler için, “üç yaş sendromu nedir, ne zaman başlar, belirtileri nelerdir, nasıl atlatılır?” sorularının cevaplarını bu içeriğimizde ele alıyoruz. İşte detaylar…

Üç Yaş Sendromu Nedir?

“Üç yaş sendromu nedir?” sorusunun cevabı bu dönemde çocuğu olan anne babalar tarafından merak ediliyor. 3 yaş sendromu olarak adlandırılan dönem, üç yaşındaki çocukların yeni davranış ve tutumlar gösterdikleri zaman dilimini ifade ediyor.

Üç yaş sendromu, artık konuşabilen ve ihtiyaçlarını kendisi gidermeyi öğrenen çocuğun, bir birey olduğunun farkına varmasıyla başlıyor. Kendine güveni artan ve daha fazla sosyalleşen çocuk, ailesiyle daha fazla iletişim kurmak ve bu iletişimin şeklini de kendisi belirlemek istiyor.

Tuvalet eğitiminin tamamlandığı, konuşmanın öğrenildiği, yemek yeme, kıyafetlerini giyme, dişlerini fırçalama gibi kişisel ihtiyaçların çocuğun kendisi tarafından karşılanabildiği bu dönem, aynı zamanda kişilik ve zihin gelişiminin en önemli aşamalarından bir tanesini oluşturuyor.

Üç Yaş Sendromu Ne Zaman Başlar?

Kesin bir başlama ve bitiş tarihi bulunmayan üç yaş sendromu, ortalama üç yaş dolaylarında ortaya çıkıyor. Ancak unutmamak gerekiyor ki, üç yaşına gelen her çocuğun bu dönem sendromu belirtilerini mutlaka göstermesi gerekmiyor.

Üç Yaş Sendromu Belirtileri

Üç yaş sendromunun başlıca belirtileri:

  • Kararlarını kendisi vermesi ve özgür davranmak istemesi,
  • Yepyeni kabiliyetler kazandığı için yemek yemek, giyinmek, tuvalet ihtiyacı gibi birçok şeyi kendisi yapmak istemesi,
  • Bekleme becerisinde gelişmeler,
  • Ağlama krizleri ve öfke nöbetleri,
  • Yaşıtları yerine kendisinden küçük ya da büyüklerle oyun kurmayı tercih etme,
  • Beslenme konusunda yaşanabilecek çatışmalar
  • Oyuncaklarını ve eşyalarını paylaşma becerisinde gelişme,
  • Her ne kadar bağımsız olmak istese de bir yandan ebeveyne, özellikle anneye aşırı bağlı olma,
  • Uyku düzeninde değişiklikler meydana gelmesi, öğle uykusunu terk etme eğilimi,
  • Fazlaca merak etme, sık sık her konuyla ilgili sorular türetebilme.
  • Gelişimsel olarak bazı korkular (karanlık, yüksek sesler, maskeler, hayvanlar)

Gelişimsel farklılıkların olması sebebiyle tüm çocukların bu sendromu ve belirtilerini aynı şekilde yaşayacağını söylemek mümkün olmuyor. Bununla beraber, bazı çocukların davranışlarında üç yaş sendromuna bağlı olarak gözlemlenen değişiklikler çok keskin ve uzun süreli olurken bazı çocuklar bu süreci daha hafif geçirebiliyor.

Üç Yaş Sendromu Nasıl Atlatılır?

Çocuk ve aile için dönüm noktalarından biri olan bu süreç, ailelerin akıllarına “üç yaş sendromu nasıl atlatılır?” sorusunu getiriyor. Üç yaşındaki çocuklar bebek olarak adlandırıldıkları dönemden çıkarak aslında bir yönüyle hayata karışıyorlar. Tuvalet eğitimi, çatal- kaşık kullanmak, kıyafetlerini çıkarıp tek başına giyinmek gibi çok büyük meseleleri halletmeyi öğreniyorlar. Annesini emerken kendisini dünyanın en güvenli bölgesinde hisseden çocuk, bu sürecin sonlanması ve dönemsel hislerinin etkisi ile kendisini bambaşka bir dünyanın içinde buluyor. Her iki taraf için de zorlayıcı olan bu süreç, ancak etkili anne-baba tutumlarıyla tolere edilebiliyor.

Her ne kadar ayrı bir birey gibi yaşamak istese de henüz sevilmeye ve şefkate fazlaca ihtiyacı olan üç yaş çocuğuna bol bol sarılmak, sakinleşmesine ve öfkesini atlatmasına yardımcı oluyor.

Çocukla konuşmak, kendisine saygı duyulduğunu hissetmesini sağlamak, çocuğun bu hassas dönemde kendisini yalnız ve boşlukta kalmış hissetmesini önlüyor. İnatçı, hırçın ve öfkeli davranışları olan çocukla aynı şekilde iletişime geçmemek, her şeye rağmen sabrı koruyabilmek, bu süreci atlatmadaki en etkili yollardan biri oluyor.

Sürekli oyun oynamak isteyen ve “oyun çocuğu” olarak tabir edilen üç yaş dönemi çocuklar, anlaşılamadıklarında daha agresif tutum sergileyebiliyorlar. Ebeveynler yavrularıyla kaliteli zamanlar geçirerek, oyunlarla üç yaş sendromu belirtilerini hafifletebiliyorlar. Çocuğa ihtiyacı olan, eğlenceli güven ortamını sağlayan aileler, bu zorlu dönemden kazanımlar elde edebiliyorlar.

Üç yaş sendromu yaşadığı düşünülen çocuğun davranışlarını gözlemleyerek hangi durumlarda bunları sergilediğinin belirlenmesi, o davranışı ortaya çıkaran ortamın düzenlenmesini sağlayabiliyor. Çocuğun fazlaca meraklı olduğu bu dönemde sorularına sabırla, geçiştirmeden doğru cevapları vermek, çocuğun güvenini kazanmaya ve kendisini kontrol etmesine yardımcı oluyor.

Üç Yaş Sendromu İle Başa Çıkma Yolları

  • Sevgi ve güven ortamı oluşturmak:

Her çocuk gibi üç yaş çocuğu da sevildiğini hissetmek ve güvende olduğunu bilmek ister. Ona rahat olacağı ortamı sağlamak, onunla iletişimi sürdürmek bu dönemde de önemini koruyor. İhtiyacı olduğunda sarılmak, anlatmak istediğinde onu dinlemek, kendisini daha iyi ifade etmesini sağlıyor ve özgüvenini pekiştiriyor. Her şeyi öğrenmek istercesine art arda sıraladığı sorularına sabırla cevap verebilmek, o an için zorlayıcı olsa da, sonrasında meyveleri toplanacak bir anne baba tutumu olarak karşımıza çıkıyor.

  • Tutarlı ve net olmak:

Bazen sevimli halleriyle bazen de ısrarcı tutumlarıyla karşısındakini ikna edebileceğinin farkında olan üç yaş çocuğu, anne babasının kendisine ne şekilde tepki vereceğini biliyor ve buna göre taleplerde bulunuyor. Başta reddedilen bir isteğini bir şekilde kabullendirmek için çabalıyor. Bu aşamada anne babanın olumlu ya da olumsuz tepkilerinde kararlı olması, yumuşayarak vazgeçmemesi gerekiyor. Ayrıca bir ebeveynin “evet” dediğine diğerinin “hayır” demesi de çocuk tarafından suistimal edilebiliyor. Kalıcı ve sağlıklı öğrenmelerin gerçekleşebilmesi adına, anne babaların kendileriyle ve birbirleriyle çelişmemesi, tutum ve davranışlarında kararlı ve istikrarlı olmaları gerekiyor.Çocukların kişilerarası iletişim kurmayı öğrendiği bu dönemde, tutarlı davranışlar sergilemek, net olmak gerekiyor. Anne ve babasının ne söylediği kadar ne yaptığından da etkilenen çocuk, sosyal öğrenmenin kalıcı adımlarını bu dönemde atıyor.

  • Dürüst Olmak:

Bu dönem çocuklarında en gelişmiş duygu merak! Bu gelişimin etkisiyle, oyuncaklarla oynamanın yerini incelemek, sorgulamak alıyor. Sürekli ve her şeyi öğrenmek isteyen minikler, kendilerine verilen cevapları da ilerde kullanmak üzere tıpkı bir kayıt cihazı gibi saklıyorlar. Hal böyle olunca, sorularına doğru ve anlaşılabilir cevaplar vermek, çocuğun zihnini gerektiği gibi kullanmasını ve size olan güveninin artmasını sağlıyor.

  • Sınırlar koymak:

Bu dönem çocukları her ne kadar özgür olmak isteseler de sınırların olduğunu da bilmek istiyor. Hoşuna giden bir davranışı sonsuza dek sürdürmek ya da aslında sevdiği bir şeyi inatlaşmak için olumsuz karşılamak eğiliminde olabilen çocuklara, bazı durumlarda “hayır” demeyi bilmek gerekiyor. Bu ebeveyn tutumu, çocukların ileride yaşayacakları disiplin ve düzen sorunlarının da önüne geçebilecek en etkili yollardan biri. Ne zaman ne yapacağının belli olması, ne kadar olacağını bilmesi, rutinlerinin olması da çocuğun kendisini rahat hissetmesine ortam hazırlıyor.

  • İzin vermek ve cesaretlendirmek:

Bu dönemde sürekli yeni şeyler denemek isteyen çocuğun merakını gidermesine izin vermek ve ona yardımcı olmak, özgüveninin gelişmesine katkı sağlıyor. Ev işlerine yardım, odasını toplama gibi görevler vererek bitirdiğinde mutluluğunu paylaşmak da sorumluluk duygusunun gelişmesi açısından yararlı oluyor. Doğru bulunan davranışlarını pekiştirmek önemli iken ödülü ve cezayı da abartmamak gerekiyor.

  • Yaratıcı Aktivitelere Yönlendirmek:

Son derece hareketli ve meraklı olan üç yaş çocuğuna dikkat çekici etkinlikler sunmak, enerjisini iyiye kanalize ederek daha fazla öğrenmesini sağlıyor. Bu aşamada anne babaların okul öncesi sanat etkinliklerini öğrenerek çocukla birlikte uygulamaları önem kazanıyor. Seveceği kitapları okumak, doğayı keşfetmesini, arkadaşlarıyla vakit geçirmesini sağlamak, onu mümkün olduğunca sosyalleştiriyor. Bu dönemde oyuncaklara eskisi kadar ilgi duymayan minikleri oyuncağa boğmamakta fayda var.

Kaynaklar:

https://childmind.org/article/problem-behavior-in-preschoolers-2/

https://raisingchildren.net.au/preschoolers/development/development-tracker/3-4-years

https://mecokullari.k12.tr/4-yas-sendromu/

https://mecokullari.k12.tr/5-yas-sendromu/